17 Mart 2008 Pazartesi

Kaçamak yaşıyoruz. Herşeyden bazen kendimizden bile kaçıyoruz. Duygularımızı paylaşmak nedense zor geliyor bize. Kendimiz bile yaşayamıyoruz ki... Hep içimize atıyoruz sevgileri, hüzünleri, mutlulukları. Kızgınlıklarımızı hep içimize atıyoruz. Aslında kendimize kızıyoruz. Karşımızdakinin hiç suçu yok " sadece o o'nun düşüncesi" diyemiyoruz. Gördüğümüz her iyilik ve kötülüğün bizden kaynaklandığını anlayamıyoruz. Volkanlar patlıyor içimizde söndüremiyoruz gözyaşlarımızı içimize akıtıyoruz. Görmüyoruz kör değiliz sadece bakıyoruz. Çevremizdekilere
sadece hareket eden birer obje olarak değerlendiriyoruz. Doğan güneşin sıcaklığını,rüzgarın getirdiği okşamayı,kuş seslerini ve hayatıhep kaçırıyoruz. Ruhumuzu bir yerlerde bıraktık bulamıyoruz...
Çok hızlı gidiyor zaman dinlenemiyoruz. Herkes ama herkes herşey üstümüze
üstümüze geliyor... Korkup kaçıyoruz sevemiyoruz sevilemiyoruz. Sevgilerimizin bile sebebi çıkar ilişkilerine dayalı. Hep bir şeyler bekliyoruz karşımızdakinden. Peki ne veriyoruz? Arkadaşlığı bile beceremiyoruz. Bazen bir merhaba demek bile zor geliyor.
"O bana dün selam vermemişti ben neden vereyim"
bile diyemiyoruz. Aslında kendimizle inatlaşıyoruz. Egomuz daima üstün geliyor sebebini bilmiyoruz. Hayatta herşey bize bağlı sen istersen dünya daha güzel.
Diğer olan biten herşey sadece araçtır...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Evet, siz yazdiniz ve bizim istifademize degerli fikirlerinizi sundunuz, tesekür ederiz… Seyh Ekrem efendi demisti ki, ´´gözün gördükleri insana sorumluluk yükler.´´ Ya bu hayati kahramanca dolu dolu yasayacagiz sorumluluklarimizi ifa ederek yada gözümüzü, kulagimizi ve bütün hislerimizi kapatip dünyaya midemizle baglanip ömrümüzü tamamliyacagiz… Bu durum da saflarimizi belirlemeliyiz hemi… Ben kendi cahilligimle safimi belirledim… Iyi den güzel den dogrudan yana tavrimi koymak istiyorum… Yazinizi okudum bir daha okudum tekrar okudum, ve bende olusturdugu cagrisimlarla su neticeye vardim… Kompliman yapmak yanlis bir sey, insanin hatasini görmesini engelledigi gibi hatasinin ilanihaye sürmesine de neden oluyor… Kisaca dibek te su dövmesine neden oldugu gibi akintiya karsi kürek cektiriyor… Yorgunu yokusa sürmeden diyeceklerimi deyivereyim hemi… Insanlarimiz kendilerine duymalari gereken saygiyi kayb etmis… Cünki kendilerine duymalari gereken saygi kodlari yok… Amma böyük laf oldu hemi ´´´´Saygi kodlari´´´´ düsündüm de iste isci kafasiyla kültürüyle ne kadar oluyorsa o kadar düsündüm… Eger ben Yukari boran köyün de coban olsaydim, inanin gölgesine siginacak bir cali bulunmayan o bölgeyi orman ederdim, yedigim her meyvenin cekirdegini düzgün sirali bir sekil de eker o köye karsi olan sorumlulugumu yerine getirirdim… O ektigim cekirdeklerin bir gün agac olacagina inanir kendime saygi duyardim… Simdi ALLAH a sükürler olsun calisiyorum bir isim var colugumu cocugumu muhanete muhtac etmiyorum,,, ve ben kendime saygi duyuyorum… Is ariyordum, ne is olursa yaparim abi diyordum, ALLAH askina benim meslegim yoktu ki, olacak gibi degil gittim bir is yerine durumumu anlattim, dedim ki benim meslegim yok elimden hic bir sey gelmez ama siz beni yaniniza alirsaniz bana bu meslegi ögretirseniz sizden para istemiyorum, bana iki yil üc yil ne kadar bir zaman da ögrenirsem o zaman arzu ederseniz beni yaninda calistirirsiniz yada bu ögrenecegim meslekle ya baska bir yerde is bulur calisirim yada kendi is yerimi kurarim, ALLAH a sükürler olsun ustam da insan evladiydi yanina aldi meslegi ögretti ve ben simdi calisiyorum, kendime saygi duyuyorum…
Ah uzattim da uzattim lafi kalanini da baska bir yaziniza verecegim cevaba kalsin hemi…
Isfendiyar Selim KUNT