25 Kasım 2007 Pazar

Körü körüne yaşamak...
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. "O olmazsa yaşayamam" demeyeceksin. Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın. Ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin o'nu sevdiğinden. Çok sevmezsen, çok acımazsın. Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem. Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini... Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin değillermiş gibi davranacaksın. Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın. Çok eşyan olmayacak mesela evinde. Paldır küldür yürüyebileceksin. İlle de bir şeyleri sahipleneceksen, Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin. Gökyüzünü sahipleneceksin, Güneşi, ayı, yıldızları... Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak. "O benim" diyeceksin. Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin... Mesela gökkuşağı senin olacak. İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da siyaha. Ya da cennete ait olacaksın. Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.İlişik yaşayacaksın.
Ucundan tutarak...

24 Kasım 2007 Cumartesi

Kendini kontrol etmek yaşam ustalığının DNA sıdır. Çoğu insan özgürdür. İstedikleri yere gidebilir ve canları ne isterse onu yapabilir. Ama çok fazla insan aynı zamanda kendi içgüdülerinin kölesidir. Öncü olmak yerine tepkisel davranırlar. Kayalık bir kıyıya çarpan denizdeki köpükler gibidirler;
akıntılar onları nereye götürürse oraya giderler. eğe sen bu akıntıya kapılıp gitmemeyi başarabildiysen...

19 Kasım 2007 Pazartesi

Büyümek dedikleri aslında hep üsümektir.
Yaralısın... yaralıyım çünkü yaşıyor olmak bazı kalpleri yaralar.bu hayatı böyle çırılçıplak görmek, hiç korunmadan ona öylece ve yıllarca maruz kalmak yaralar bazı ınsanları...
Yara açıktır ve hep içerlere işler.hayatı senin gibi göremeyenlere anlatsan dinlemezler, dinleseler inanmazlar: biz öyle görmüyoruz, senin ruhun hasta, derler.kendin gibi birini bulana kadar hastasındır...
Sevgili CEZMİ ERSÖZÜN kitabından bir alıntıdır.
Ruhuna aşık olduğum bir yazar aşığım cünkü çoğu cümleleri benim kurmak istediklerim heh iste bravo doğru kelime bu dediklerim yarım kalan cümlelerimi tamamlayanlar var.aşk üstüne konuşmamak lazım derim ben hep çünkü canımı acıtır her konuşulan ya birileri beni anlamaz ya dinlermiş gibi yaparlar en önemlisi yakınlarında bir yerdedir göremez seni göremezsin aşkı..gururumla aşkımı beslerim ben..bu yüzden yaralıyım..ve ben hep derim ki yaralanabilirsin ama kabuğu kaldırmadığın sürece yaran iyilesebilir ama kabuğu çıkarmaya çalıştıkca canın acır ve yaran hep aynı kalır o kabuğu her kaldırdığındaysa farkında olmadan iz bırakırsın kendinde..