31 Aralık 2007 Pazartesi


2007 yılı benim için pek iyi geçmedi desem yalan olmaz hep hayal kırıklığıyla geçti umarım 2008 yılı hepimiz için güzel geçer bu vesileyle
Yeni yılda herkese
Mutluluklar, kahkahalar, yeni heyecanlar, bebekler, eğlenceler ve güzel sürprizler olsun..
Görüşmek için karşılaşmalar, Karşılaşmalar için telefonlaşmalar olsun…
Sonrasında hoş buluşmalar olsun, kavuşmalar olsun, dostum arkadaşım diyebileceğimiz kişiler olsun …
Sağlık, mutluluk, başarı, barış, huzur, bolluk, bereket, keyif, güzel tatlar ve gezmeler olsun…
Biz olsun, ben olmasın… ve hayatınızda sevgi hep olsun…

Daha ne olsuuuuun :)
Tabi ki gönlünüzün istediği her güzel şey olsun …
Tüm sevdikleriniz ve sevenlerinizle birlikte yaşayacağınız mutlu bir gelecek dileğiyle…
Sevgiler…

18 Aralık 2007 Salı

İYİ BAYRAMLAR...



Çok eskidendi belki el öpmeler, kenarı dantelli mendiller içinde şekerler, avuca zor sığan kocaman 2,5 liralık bayram harçlıkları...
Postacının getirdiği, uzaktaki dostların bayram tebrik kartları...
Aniden yok oldular, yittiler eskilerde bir yerlerde...
Yıllarca sadece seyahate gidenler tesadüf ettilerse, kutladılar birbirlerinin bayramlarını. Artık bayramlar sadece birer "firsat" oldu, yorgun bedenlerin dinlenmesi için...
Ve birgün sanal alemle tanıştık ve yeniden hatırladık bayramlaşmanın keyfini...
Kenarı dantelli mendiller, parlak kağıda sarılı şekerler, madeni 2,5 liralik bayram harçlıklari yoktu belki ama bir küçük haber vardı dostlardan; uzun süredir karşılaşmadığın, halâ aynı adreste olup olmadığını bilmediğin,bazen parlak jelatinli şekerdi, bazen avucuna konan bozukluktu bayram ama her zaman sevginin sıcaklığıydı.Sanal da olsa hatırlandığını, unutulmadığını öğrendiğin...
ve eski, tek yaprak bayram kartlarında yazıldığı gibi ;

"BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN"

15 Aralık 2007 Cumartesi


Benim çocukluğumda yazlık sinemalar vardı.Bir ayağı topallayan tahta sandalyelerin üzerinde salya sümük türk filmlerini izleyip,ardımızda çiğdem kabuklarından dağlar bırakıp güle oynaya evimize dönerdik tüm mahalle.Herkes, herkesin kapısını teklifsizce çalardı.''Misafir bastırdı Ayşe teyze, varsa annem bir fincan kahve istiyor'' ya da '' bir maniniz yoksa akşam size geleceğiz '' cümleleri havada uçuşurdu. Camımızdan ishakkuşu, kapımızdan sütçü, yoğutçu,seyyar manavlar çerez satanlar eksik olmazdı. Hep iki beden büyük giysiler taşırdık üzerimizde.. Neymiş ? Çocuk kısmı çabuk büyürmüş, seneye de giyermişiz :-) Sokaklarda neşe içinde büyüyen son nesildik biz. Yakan toplar,çanak çömlek, çelik, lastikler, seksekler, çamurdan arabalarla oynardık.Hergün bir yerimiz yara bere içinde kalırdı. Çığlıklarımız sevinç nidalarıydı, rüzgar gönlümüzden geçen şarkıları taşırdı dörtbiryana.. Kız arakadaşlarımızın mücevhe rleriydi papatyalardan, gelinciklerden örülmüş kolyeler ,bilezik ve taçlar.. Dalından koparılmış vişnelerle süslerdik çamurdan yapılmış pastalarımızı. Evcilik oynardık, bir bardak limonatada kahkahanın binini atardık... Kışın bir sobamız olurdu.Üzerinde kestane közlenen, içinde nohut mısır patlatılırdı üzerinde portakal, mandalina kabuklarının kızardığı, etrafa mis kokular saçan.Sobanın arkasında kedimiz, kedinin önünde yün yumağı.Bir hayat bilgisi fotoğrafı gibiydik. Benim çocukluğumda paralar bozuk, yollar bozuk, musluklar bozuktu. Ama insanlar sağlamdı.

Çocukluğumu özledim.....