12 Haziran 2008 Perşembe




Haziran ayının güzel bir Pazar günü, tarihi yarımadada yaptığımız gezi esnasında Muhteşem Süleyman’ın dahi mimarı Sinan’a yaptırdığı Süleymaniye Külliyesi’ne de uğradık. Caminin avlusundan görkemli yapıyı hayranlıkla izleyen yabancıları görüp, devasa eserleri bu denli mütevazilikle inşa edebilen ecdadımızla bir kez daha gururlandıktan sonra, günün yorgunluğunu atmak ve huzurlu bir yemek yiyebilmek için Darüzziyafe’ye gittik. Burası 1550-1552 yıllarında külliyenin imareti olarak yapılmış, bir süre sonra da padişahların büyük ziyafetler verdiği bir mekan olarak yine Darüzziyafe adıyla kullanılmış.
Darüzziyafe, tarihi dokusu ve haz veren ortamı ile şehrin göbeğinde, şehrin keşmekeşinden kaçıp sığınabileceğiniz son derece nezih bir ortam. Daha kapısından girer girmez sizi saran o mistik hava, avluda sizi karşılayan ve 450 yıllık olduğu sanılan çınarın varlığıyla, iyice siniyor içinize. Yemyeşil bahçesinde, Türk müziğinin en güzel nağmeleri eşliğinde yemeğinizi yerken, adeta geçmiş zamana bir yolculuk yapıyorsunuz.
Yemek listesine bakarken seçim yapmak gerçekten çok zor. İlk kez gideceklere önerim Darüzziyefe Köftesi olmakla birlikte, sahanda kekikli pirzolayı öneririm. Yanında içtiğim çilek şerbeti ile eşsiz bir lezzet olduğunu söylemeliyim.