Tarih boyunca yıkılıp yok olan medeniyetler devletler neden yıkıldı ? Tarih sahnesinden neden silindi? Tarihçiler gerçek boyutları ile çıkıp anlatmalı. Bugünlerde buna çok ihtiyacımız var.. Veya ayakta kalan medeniyetler neden ayakta kaldılar.. Nasıl başardılar..
Bir ülkenin yönetiminde söz sahibi olanlar, iktidarda olanlar veya iktidara talip olanlar kütüphanelerin tozlu raflarında bulunan tarihin sayfalarına bakmak ve okumak zorundadır. Bu tarihi belgeleri, gerçekleri okumayanlar, ders çıkartmayanlar bir ülkenin yönetimine iktidarına talip olmazlar..
Bu gibi birikimsiz kadrolar iktidara geldikleri zaman o ülkelerin yavaş yavaş tükeniş sürecine girdikleri görülür ve öylede olmuştur.
Bir ülke öz kaynaklarına dayalı çevreyle uyumlu bir üretim politikası geliştirip uygulamazsa
-Bağımsızlığı olmaz, özgürlüğü olmaz
-Eğitim, kültür, sağlık, hukuk, güvenlik vb. politikası olmaz. geliştiremez.
Üretmeyen bir ülkede; önce işsizlik başlar, açlık sefalet boy verir.Ardında hırsızlık, fuhuş, aile parçalanması hızla gelişir.
-Bu durumlar hat sahfaya ulaşınca ayrılıkçı temellere dayalı anarşi, terör hortlar.Bu umutsuzluk içinde sürüklenen toplum bireyleri kadercilik akımlarına yönelerek, dinle alakası olmayan tarikatlara yönelir.Ve bu odakları besler.Gittikçe bu durumlardan beslenen güç odakları güçlenerek organize güçlere örgütlere dönüşür. Kara para, gelir dağılımındaki eşitsizliklede beslenen güç odakları dolaylı veya dolaysız yollardan iktidara kadar taşınır ve söz sahibi olur.
Ne yazık ki, Ülkemizdeki görünüm ve ülkemizin sürüklendiği yol yukarıda sıralanan gelişmelere paralel bir benzerlik taşımaktadır.
Yaşadığımız sürece baktığımızda;
-öz kaynaklarımıza dayalı bir üretim politikamız yok
-Kırılgan bir ekonomimiz var
-Borca dayalı, borçla beslenen bir ekonomimiz hüküm sürmekte
Yaşadığımız çağ böyle iken, neden yeteneksiz insanlar ülkemizde, toplumda bir tuzak oluşturmaktadırlar ? Daha iyiyi, daha güzeli yapabilecek birikimli insanlar kadrolar, bilim adamlarımız, mühendislerimiz ve diğer kadrolarımız nerededir..?
Siyasi partiler neden bu insanlara kucak açmaz.? Bu insanlar neden hep dışarda kalır.? veya dışlanır.?
Ama bir yerler var ki halkın en çok güvendiği ve doğru bilgi alacağına inandığı bildiği, bilim yuvaları yani üniversitelerimiz, anayasal kuruluş olan meslek kuruluşları, toplum adına hareket ediyorum diyen sivil toplum kuruluşları, bu sürecinin içindeyse yıkım o zaman başlar..
Maalesef ülkemiz bu sürecin içine hızla sürüklenmektedir..
Ey tarihçiler ortaya çıkın toplumu ve bizi aydınlatın..?
Bir ülkenin yönetiminde söz sahibi olanlar, iktidarda olanlar veya iktidara talip olanlar kütüphanelerin tozlu raflarında bulunan tarihin sayfalarına bakmak ve okumak zorundadır. Bu tarihi belgeleri, gerçekleri okumayanlar, ders çıkartmayanlar bir ülkenin yönetimine iktidarına talip olmazlar..
Bu gibi birikimsiz kadrolar iktidara geldikleri zaman o ülkelerin yavaş yavaş tükeniş sürecine girdikleri görülür ve öylede olmuştur.
Bir ülke öz kaynaklarına dayalı çevreyle uyumlu bir üretim politikası geliştirip uygulamazsa
-Bağımsızlığı olmaz, özgürlüğü olmaz
-Eğitim, kültür, sağlık, hukuk, güvenlik vb. politikası olmaz. geliştiremez.
Üretmeyen bir ülkede; önce işsizlik başlar, açlık sefalet boy verir.Ardında hırsızlık, fuhuş, aile parçalanması hızla gelişir.
-Bu durumlar hat sahfaya ulaşınca ayrılıkçı temellere dayalı anarşi, terör hortlar.Bu umutsuzluk içinde sürüklenen toplum bireyleri kadercilik akımlarına yönelerek, dinle alakası olmayan tarikatlara yönelir.Ve bu odakları besler.Gittikçe bu durumlardan beslenen güç odakları güçlenerek organize güçlere örgütlere dönüşür. Kara para, gelir dağılımındaki eşitsizliklede beslenen güç odakları dolaylı veya dolaysız yollardan iktidara kadar taşınır ve söz sahibi olur.
Ne yazık ki, Ülkemizdeki görünüm ve ülkemizin sürüklendiği yol yukarıda sıralanan gelişmelere paralel bir benzerlik taşımaktadır.
Yaşadığımız sürece baktığımızda;
-öz kaynaklarımıza dayalı bir üretim politikamız yok
-Kırılgan bir ekonomimiz var
-Borca dayalı, borçla beslenen bir ekonomimiz hüküm sürmekte
Yaşadığımız çağ böyle iken, neden yeteneksiz insanlar ülkemizde, toplumda bir tuzak oluşturmaktadırlar ? Daha iyiyi, daha güzeli yapabilecek birikimli insanlar kadrolar, bilim adamlarımız, mühendislerimiz ve diğer kadrolarımız nerededir..?
Siyasi partiler neden bu insanlara kucak açmaz.? Bu insanlar neden hep dışarda kalır.? veya dışlanır.?
Ama bir yerler var ki halkın en çok güvendiği ve doğru bilgi alacağına inandığı bildiği, bilim yuvaları yani üniversitelerimiz, anayasal kuruluş olan meslek kuruluşları, toplum adına hareket ediyorum diyen sivil toplum kuruluşları, bu sürecinin içindeyse yıkım o zaman başlar..
Maalesef ülkemiz bu sürecin içine hızla sürüklenmektedir..
Ey tarihçiler ortaya çıkın toplumu ve bizi aydınlatın..?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder